“Genetik olarak eğilimli kişilerde, stres, lodos, açlık, uykusuzluk, adet gibi çevresel faktörlerin beyindeki süreci tetiklemesiyle ortaya çıkan migren, tedavisi zor bir başağrısı. Ama şimdi çok umutluyuz. Aşı tedavisiyle migrene karşı bugüne kadarki en iyi sonuçlar alındı.”
Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda aşının hastaların ağrılarında yüzde 70’e varan azalmaya yol açtığını vurgulayan Prof.Dr. Karlı, şöyle devam etti:
“Migren aşısı tekrarlayan ve sık görülen ağrısı olan hastalarda aylık olarak uygulanabilecek bir tedavi olacak. Şu anda yapılan araştırmalara göre, aşı üç ya da dört haftada bir yapılacak. Aşıyı tıpkı insulin iğnesi gibi hasta kendisi de uygulayabilecek. Herhangi bir sağlık kurumuna veya sağlık personeline ihtiyaç yok.”
Aşının 3-6tı ay ya da 1 yıl etkili olabilmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydeden Prof. Dr. Karlı, aşı yerinde hafif kızarıklıklar ve halsizlik gibi yan etkilerin dışında ciddi bir yan etki gözlemlenmediğini de belirtti. Karlı, araştırma süreci tamamlanmak üzere olan ilacın yaklaşık bir yıl içinde piyasada olabileceğini söyleyerek, Türkiye’ye gelişinin biraz daha uzun sürebileceğini kaydetti.
Migren ağrısının ortaya çıkmasında önemli rol oynayan bir maddeye (kalsitonin gen ilişkili peptid) karşı oluşturulan antikorlar aşı ile hastaya verilerek hedef dokulara bağlanıyor ve ağrının ortaya çıkmasını engelliyor. Bugün migren atak tedavisinde ağrıyı kesmek üzere çeşitli ağrı kesiciler kullanılıyor ve atakların gelmesini engellemeye yönelik koruyucu tedaviler uygulanıyor. Ayrıca botoks ve sinir blokaj tedavisinden de uygun hastalarda koruyucu tedavi olarak yararlanılıyor.