CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ’e, Türkiye ’de medyanın ve gazetecilerin halini Cumhuriyet ve Sözcü gazetesi örnekleriyle anlattı. Kılıçdaroğlu, “Yayınlama hayatları Fetö ’ye aleyhinde mücadeleyle geçen Cumhuriyet ve Sözcü hemen Fetö ’den suçlanıyorlar. Fetö bahanesiyle gazeteciler hapiste, akademisyenler işlerinden atılıyor” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu ile Gabriel ’in görüşmesinin manâlı başlıkların birini de Türkiye ’de ifade özgürlüğünün içinde bulunduğu şart ve gazetelerle gazetecilerin halleri oluşturdu. Edinilen bilgilere tarafından Kılıçdaroğlu Gabriel ’e, 15 Temmuz darbe girişimini tanımlarken, “Darbe girişiminin Fetö göre yapıldığı konusunda bir kararsızlık yok. Sizin de olmasın. Ama Fetö ile mücadele, gazetecileri, akademisyenleri baskı altına almanın bahanesi haline getirildi” ifadesini kullandı. 15 Temmuz sonrası OHAL ilanını gündeme getirerek, Fetö ile mücadele yöntemini eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Fetö ile değil gazetecilerle uğraş: 15 Temmuz sonrası iktidarın izlediği yöntemin Fetö ’ye karşısında mücadeleyle ilgisi değil. Misal Cumhuriyet gazetesine yapılanlar. Arkasında bugünlerde daha yeni Sözcü gazetesine yapılanlar. Her iki gazetenin yazarları, yöneticileri tutsak, hapiste. Bu iki gazetenin de yayınlama hayatları Fetö ’ye karşısında mücadeleyle geçti. Türkiye ’de yaşayan herkes bunu bilir. Lakin her iki gazetenin mensuplarını şu anda Fetö bahanesiyle tutukluyorlar, aylarca hapiste tutuyorlar. Ahmet Şık her
Ahmet Şık her dönemde hapiste: OHAL çerçevesinde amacın Fetö ile macadele olmadığının bir başka önemli örneği Cumhuriyet gazetesi çalışanı Ahmet Şık ’ın durumu. Ahmet Şık, Fetö ’nün en önemli mağdurlarından biri. Fetö ile uğraş deyince adı akla gelen birkaç gazeteciden biri. Gel Gör Ki Ahmet Şık, AKP ile Fetö ortaklarken de cezaevindeydi. Hemen Fetö ile çaba deniliyor, Ahmet Şık tekrar esir.
Terhis ettirmiyorlar: Halen 150 ’nin üstünde gazeteci, aylardır cezaevlerinde tutsak. Ve terhis edilmelerine de adalet üstüne yapılan baskılarla müsade verilmiyor. Atilla Taş, Murat Aksoy ve başka bir takım gazeteciler, çıktıkları duruşmada mahkeme kadar tahliye ediliyor. Ama diğer bazı mazeret ve iddialar bulunarak özgür kalmalarına, cezaevinden çıkmalarına izin verilmiyor.
İhraç edilen akademisyenler: OHAL ’i Fetö ile mücadele gerekçesiyle bildiri ettiler. Ama OHAL, Fetö ile uğraş için yok, gazetecilerin, akademisyenlerin cezalandırılması için kullanılıyor. OHAL sayesinde üniversitelerde fazla sayıda öğretim üyesini, akedemisyeni ihraç ettiler. OHAL ’in süresi uzatılıyor ve akademisyenlere yönelik ihraçlar da sürdürülüyor.
