CHP Malatya Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, vekiller Şanal Sarıhan, Necati Yılmaz ve Nurettin Demir’den oluşan heyet cezaevindeki gazetecilerle görüştü. Hazırlanan raporda, BirGün çalışanı Mahir Kanaat, Diken editörü Tunca Öğreten ve DİHA Haber Müdürü Ömer Çelik’in şu sözleri yer aldı:
‘Haber yapma diyorlar’
Tunca Öğreten: Avukatım, Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait elektronik postaları paylaştığım için gözaltına alındığımı belirtirken, DHKP-C üyesi olduğum gerekçesi ile tutuklandığım ifade edildi. Gözaltı ve tutuklama kararı için birbirinden farklı iki neden! Söz konusu örgütle hiçbir zaman yan yana gelmedim. Gerçekten bir komedi yaşanıyor. Müjdat Gezen’in tiyatrosunu kundaklayan kişi, metroda bir kadına cinsel saldırıda bulunan şahıs tahliye edildi. Açıkçası bize; yak, yık, öldür, tecavüz et, çal, haber ol ama haber yapma mesajı veriyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan cezaevindeki tüm gazetecilerin ‘terörist’ olduğunu dile getiriyor. Demek ki, Erdoğan iddianameleri görmüş. O halde biz hâlâ neden kendi iddianamelerimizi göremiyoruz? Yine Erdoğan, ‘Rıza Sarraf benim vatandaşım, elbette durumuyla ilgileneceğim’ diyor. Peki bizler Çin vatandaşı mıyız? Sadece gazetecilik yaptık. Yaptığımız haberler dünyanın her yerinde takdir görür, ödül alır.
Bebeğinin yanında
Ömer Çelik: Mailleri haber yaptım ama terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorum. Otuz beş günlük bebeğimin yanında işkenceye uğradım, şiddet ve kaba kuvvete maruz kaldım. Beni balkona çıkardılar, burada bulunan ve içinde soğuk su olan genişçe bir kabın içine sokup beklettiler. Balkonda yaptıkları bu işkenceyi de kamerayla kayıt altına aldılar.
‘Hırsızlık değil gazetecilik’
Mahir Kanaat: Suçumuzu bilmiyoruz. 102 gündür hukuksuzca cezaevinde tutuluyoruz. 24 günü gözaltında geçirdik. İddianamelerimizi istiyoruz ama ısrarla hazırlayıp, önümüze getirmiyorlar. Biz, gazetecilik yaptık. Kimileri gibi hırsızlık değil.