Bu değişiklik anlayışının en temelinde ise yazılımı daha etkin bir yapay zeka ile güçlendirmek yatıyor. Londra’da düzenlenen etkinliğe Türkiye’den tek teknoloji yayını olarak katıldık ve şirketin değişen vizyonunu, bizzat yöneticilerinin ağzından dinleme şansı hatta merak ettiğimiz konuları sorma şansı yakaladık.
Öncelikle McAfee artık tehlike ortaya çıktıktan sonra kullanıcıyı uyaran bir yapı olmaktan çıkıp, makine öğrenme teknolojileri ile güçlenerek tehdit algılanmadan hemen önce kullanıcıyı uyarmaya çalışacak. Her saniye 5 yeni dijital tehdidin ortaya çıktığı bir ortamda da zaten bu durumun önemi açıkça görülebilir.
Makine öğrenimine yapılan yatırımlar ile her geçen gün daha da güçlü bir yapıya kavuşacak olan sistem, internet erişimi olan her türlü cihazın korunması için çözümler sunacak. Özellikle farklı amaçlar için ev ağına bağlanıp, amacının dışında görevler yapan cihazlar da McAfee’nin hedefinde olacak. Örneğin satın aldığınız internet bağlantılı oda termostatı ortam sesini de kaydedip bir yerlere aktarıyorsa McAfee burada da bir yönetimi kendine misyon edinmiş.
Ransomware ve Mobil Cihazlar
McAfee’nin yeni sürümlerde odaklandığı önemli konuların başında ransomware ve mobil cihazlar geliyor. Özellikle veri fidyeciliği nedeni ile otellerin kapılarının kilitli kalmasına, hastanelerin hasta kayıtlarını kaybetmesine tanık olmuştuk. McAfee de milyar dolarlık bir sektör haline gelen bu zararlıların önlenmesi adına No More Ransom oluşumuna dahil olmuş durumda ve bu ekosistemin gelişmesi için çalışan isimlerin başında geliyor. Kullanıcılar, verilerini kurtarabilmek için www.nomoreransom.org sitesinden şifrelenen dosyalarının bir örneğini yükleyerek, şifrelemeden kurtulabiliyor. Tabi tam anlamıyla bu hizmet bir çözüm olmasa da milyonlarca doların hacker’ların eline geçmesinin önüne geçiyor.
Diğer önemli konu ise mobil cihazlarda topyekün bir koruma amacını taşıyor. Burada koruma derken akıllara hemen web sitelerden veya üçüncü taraf yazılımlardan bulabilecek zararlar gelse de McAfee olaya daha komplike yaklaşıyor. Yönetici olarak belirlenen bir hesap üzerinden bağlanmış tüm cihazların güvenlik kontrolü sağlanabiliyor ve bu özelliklerin geliştirilmesi için önemli düzenlemeler de planlanmış. Örneğin henüz küçük yaştaki bir çocuğunuz varsa ve McAfee ile dijital dünyadaki güvenliğini korumaya almışsanız, telefonuna yüklemeye çalıştığı her zararlı yazılımdan veya girdiği siteden hatta konum olarak belirlediğiniz alanın sınırları dışına çıktığından haberiniz olabiliyor. Mesela 18 yaşından küçük oğlunuzun Tinder’ı yüklemesini istemiyorsanız, McAfee bunu indirmeye çalıştığında sizi bilgilendiriyor ve onay vermezseniz asla da indiremiyor.
McAfee, Intel Security etiketinden kurtulduktan sonra artık çok daha özgür bir yapı haline geldi ve yönetimsel kararların bağımsız bir şekilde uygulanabilmesinin de önü açılmış oldu. İlerleyen günlerde daha inovatif hamleler duyacağımıza şüphe yok. Bir darboğaz yaşadığı açık olan bu alana alternatif bir ismin daha inovasyon getirmesi işi daha faydalı ve eğlenceli hale getirecektir. Bu arada McAfee’nin Türkiye’de de bir ofisi var ve pazarda etkin olarak rol üstlenmiş durumdalar.