Basın Konseyi’nden yapılan açıklama şöyle:
“Oğuz Güven ve terör örgütü propagandası iddialarını bir arada düşünmek bile mümkün değil. Çok kısa sürede düzeltilmiş bir tweet’teki tek bir kelimeden ‘terör örgütü propagandası’ onun da ötesinde ‘gelecekte yaşanacaklara dair tehdit’ unsuru çıkarmak, ancak kimseye nasip olmayacak zenginlikte bir hayal gücü veya amaçlı bir tutum olarak açıklanabilir. Oğuz Güven, beş harfli bir kelime üzerinden ‘terör örgütü propagandası yapmak’la suçlanmaktadır. Medyanın bugün içinde bulunduğu durumu, bu tıkanmışlığı ne içeride ne de dışarıda kimseye anlatamazsınız. Yaşadıklarımızı izah etmekte zorlanıyoruz, bu durumları izah etmek için, artık yeni kelimeler üretmek zorundayız. Yılların gazetecileri kesinleşmemiş bir cezayı tutuklu sıfatıyla çekiyor. Aylardır iddianame bekleyen gazeteciler var. Bu koşullar, çağdaş demokrasi olma iddiasındaki Türkiye’ye hiç yakışmıyor. Bu karabasandan bir an önce uyanmayı, Türkiye’yi düşünceyi ifade ve basın özgürlükleri konularında çağdaş demokrasilerle birlikte dünyada hak ettiği yerde görebilmeyi diliyoruz.”