Türkiye’de 2015 yılında kurulan özel sinema kulübü Sinemia, Silikon Vadisi’ndeki ilk ofisinden sonra, ikinci ofisini sinemanın merkezi olan Hollywood’ın yer aldığı Los Angeles’da açtı. Lokasyon bazlı teknolojilerle banka kartı altyapısını entegre eden Sinemia’nın kurucusu Rıfat Oğuz, ABD’de bir kişinin yılda ortalama 6 kez sinemaya gittiğine dikkat çekerek, “Avrupa’da ortalama 2.4. Fransa ve İngiltere’de 4’e çıkan bu sayı, ABD’de 6’yı buluyor. Türkiye’de ise maalesef 0.8’de kalıyor. 1 bile değil” dedi.
Sinemia ile sinema tüketimine katma değer katmaya odaklandıklarını belirten Oğuz, “Uygulama kullanıcılarının sinemaya gitme sıklığını 4 kat, pop-corn ve kola satışlarını yüzde 127 arttı” dedi.
200 bin aktif kullanıcı
Türkiye’den çıkan global bir marka olmak için ABD pazarına odaklandıklarını belirten Oğuz, “Silikon Vadisi’nin yer aldığı San Francisco’nun ardından Los Angeles’ta da ofis açtık. Hollywood’daki tüm stüdyolarla görüştük. Sinemia adıyla uygulamamızı açtık. Hollywood’ta açtığımız ofis ile birlikte bu ay ABD’de de satışa başlıyoruz. ABD’de mobil uygulama üzerinden Netflix ile yayın yapmak için çalışıyoruz” diye konuştu.
Geçen yıl Silikon Vadisi merkezli girişim sermayesi fonu 500 Startups’tan aldıkları yatırımın ardından bu yılın ocak ayında da Revo Capital’den 5.5 milyon TL’lik yatırım aldıklarını belirten Oğuz, aylık aktif 200 bin aktif kullanıcısı olan Sinemia uygulaması ile ilgili şunları söyledi: “Türkiye’nin 81 ilindeki tüm sinema salonlarında varız. Aylık sabit üyelik paketleriyle sınırsız sinema bileti veriyoruz. Bu ay uygulama üzerinden online bilet satmaya da başlıyoruz. Hem Türkiye’de hem de ABD’de mobil uygulama üzerinden araç da çağrılabilecek.”
‘Yatırımcı buradaki büyümenize bakmıyor’
Sinemia uygulamasını, sinema sektörünü iyileştirmek için kurulmuş bir teknoloji şirketi olarak tanımlayan Rıfat Oğuz, ‘start-up’lara yatırım yapan yabancıların Türkiye’ye bakışıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Türkiye’de hızlı bir büyüme trendi yakaladık. Üstelik bunu darbelerle bombalarla yaptık… Ama Türkiye çok güvenilmez bir pazar. Bu yüzden ABD’li yatırımcı Türkiye’de ne kadar büyüklüğe eriştiğinize bakmıyor. Biz de Türkiye’de kurduğumuz modeli şimdi tamamen odaklandığımız ABD’ye kopyalıyoruz.”