OHAL kapsamında önceki gün yayınlanan 689 sayılı KHK ile Mersin Üniversitesi’nden 21 akademisyen ihraç edildi. İhraç edilen akademisyenlerin tamamı, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı ‘Barış Bildirisi’ne imza atmıştı. İmzacılar arasında yer alan Prof. Dr. Atilla Güney, Prof. Dr. Çetin Veysal, Prof. Dr. Mustafa Kalay, Prof. Dr. Ayşe Gül Yılgör, Doç.Dr. Ulaş Bayraktar, Doç. Dr. Metin Altıok, Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi, Yrd. Doç. Dr. Hakan Altun geçen cuma gününe kadar görevine devam etti. Mersin Üniversitesi, barış bildirisine bildirisine imza atan 13 akademisyenin sözleşmesini yenilememiş ve işten çıkarmıştı.
Aylardır işsiz olan ve MEÜ Rektörlüğü’ne karşı idari dava açan akademisyenlerden Yrd. Doç. Ali Ekber Doğan, Yrd. Doç. Dr. Bediz Yılmaz Bayraktar, Yrd. Doç. Dr. Eylem Çamuroğlu Çığ, Yrd. Doç. Dr. Hakan Mertcan, Yrd. Doç. Dr. Melahat Kutun, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şener, Yrd. Doç. Dr. Selim Çakmaklı, Yrd. Doç. Dr. Tolga Tören, Yrd. Doç. Dr. Veli Mert, Yrd. Doç. Dr. Yasemin Karaca, Uzman Bermal Aydın, Galip Deniz Altınay ve araştırma görevlisi Esin Gülsen de ihraç edildi.
‘Büyük barbarlık’
MEÜ’nün işten çıkardığı ilk akademisyen olan ve son KHK ile ihraç edilen Mustafa Şener, “Benim ve ihraç edilen diğer arkadaşların başka bir üniversitede çalışma şansı hukuken olsa da fiilen yoktu. Bu ihraç kararı hukuken de bu şansı ortadan kaldırmış oldu. Bu karar, MEÜ’ye karşı açtığımız davaları da olumsuz etkileyecek elbette. Ama ortada artık hukuk da yok, mahkeme de yok bence. Sadece berbat bir tiyatro gösterisi var. Savaş hukuku bile değil bu. Düşmanını öldürmekle bile yetinmeyen, bir de cesedini çiğnemek isteyen bir barbarlıkla karşı karşıyayız. Hiçbir ölçü ve norm kalmadı artık Türkiye’de. Hukuk devleti kesinlikle bitmiştir” ifadelerini kullandı.