Okmeydanı’nda bir yakınının cenazesine gittiği Cemevi’nde polisin silahından çıkan kurşunun başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Uğur Kurt’un avukatları ile anne ve babası, sanık polis memuruna para cezası verilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Avukat Turgut Kazan, verilen kararın hatalı olduğunu savunarak davayı yüksek mahkemeye taşıyacaklarını söyledi. Anne Güllünaz Kurt da, kararı veren hakimlere tepki göstererek, “Bir buçuk yaşında çocuğu kaldı meydanda. ‘benim babam nerde’ diye sorduğunda yüzümü alıp kaçıyorum. ‘Herkesin babası işten geliyor benim babam niye gelmiyor’ diye soruyor. O hakimin hiç mi vicdanı yoktu.” dedi.
İstanbul Barosu’nda düzenlenen basın toplantısına CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş ve Hilmi Yarayıcı da katıldı.
ANNE-BABA OLAY ANINA İLİŞKİN GÖRÜNTÜLER İZLEMEDİ
Kurt ailesinin avukatı Turgut Kazan ilk olarak Uğur Kurt’un vurulmasına ilişkin olay anı çekilen görüntüleri basın mensuplarına izletti. Görüntülerde molotofun isabet ettiği polis aracından inen sanık polisin, beylik silahına davrandığı ve ardından art arda ateş ettiği görülüyor. Görüntülerde bazı polislerin “sıkma” diye uyardığı da kaydedildi. Baba Kemal Kurt ile anne Güllünaz Kurt görüntülere bakamadı. Anne Güllünaz Kurt kimi zaman gözyaşlarına hakim olamadı.
“YENİ HEYET BU GÖRÜNTÜLERİ HİÇ İZLEMEDİ”
Avukat Turgut Kazan geçtiğimiz günlerde sanık polis Sezgin K.’ya 12 bin 100 TL para cezası veren mahkeme heyetinin az önce izlenen görüntüleri izlemediğini söyledi. Kazan, “Bu görüntüleri önceki heyet izlemişti. Çünkü bunun izlenmesi öyle sıradan bir iş değil. Tutanaklara göre, bizim de sorularımızla, açıklamlarımızla yapılan bir izlemedir. Ama heyet değiştirildi, başka bir heyet geldi, hiç izlemedi” dedi. Heyet değişikliğinden sonra gelen mahkeme heyetinin, son oturuma kadar sanığı hiç görmediğini belirten Kazan, heyetin sanığa takdiri indirim de uyguladığını söyledi.
“İKİ HUKUK FAÜLTESİNDE UĞUR KURT OLAYI ÖRNEK VERİLİYOR”
Kazan, olaydan sonra İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen müfettişin kendileriyle görüştükten sonra düzenlediği raporda, “Sanığın yapmaması gerekeni yaptığı, silahını usulüne uygun kullanmadığını” belirtildiğini ve sanığa disiplin cezası uygulandığını söyledi. Sanığa istenen cezanın “Olası kastla öldürme” olduğunu ancak mahkemenin, “Taksiren öldürme” cezasına karar verdiğini hatırlatan Kazan, “İstanbul’daki iki hukuk fakültesinde ‘olası kast’ anlatılırken Uğur Kurt olayı örnek verilmektedir” dedi.
“KAMUOYUNU UYARIYORUZ. HEPİMİZİN HAYATI TEHLİKEDE”
Kazan, mahkemenin; mevcut görüntülere, müfettiş raporuna ve savcılık mütalaasına rağmen olası kast yerine taksirle 12 bin 100 TL ceza vermesininin kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek, “Kamuoyunu uyarıyoruz. Hepimizin hayatı tehlikededir. Bu sadece Kurt ailesinin uğradığı bir haksızlıkla sınırlı kalmayacaktır. Bu örnek aynı zamanda hepimizin can güvenliğini ve yaşama hakkını tehlikeyle karşı karşıya bırakıyor. Türkiye Meksika olacak hiçbirimizin can güvenliği kalmayacak” dedi.
“AİHM’DEKİ 501’İNCİ DOSYA OLACAK”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’de kamu görevlilerinin suçlarına yönelik verilen cezasızlık kararlarına ilişkin 500 dosya hakkında ihlal kararı verdiğini belirterek, Uğur Kurt davasının da 501’inci dosya olacağını söyledi. Kaza son olarak davayı istinaf mahkemesine götüreceklerini belirtti.
ANNE GÜLLÜNAZ KURT: “BENİM BABAM NEREDE” DİYE SORDUĞUNDA YÜZÜMÜ ALIP KAÇIYORUM
Karara ilişkin konuşan anne Gülünaz Kurt da, duruşmalar sırasında yaşadığı sinir boşalması nedeniyle sanık avukatının saatini kopardığı gerekçesiyle 6 yılla yargılandığını belirterek, “3 kişinin katilinin değeri 12 bin lira mı? Nasıl bir vicdandır. Bu hakim hiç mi elini vicdanına koymadı, hiç mi gözünün önüne bakmadı. Hiç mi bunları incelemedi. Bu bir kişinin katili değil, 3 kişinin katili. Hem annenin hem babanın hem de oğlunun… Bizi kanser hastalıklarına yakalattı. Ben bir senedir tedavi görüyorum. Adamım yeni başladı. Kemoterapiden çıkıp buraya geldik. Ne biçim hükümet, ne biçim devlet… Adalet sarayımış, oraya terazi koymuşlar. O teraziyi polisler için mi koymuşlar? Biraz da bizi düşünsünler. Bir buçuk yaşında çocuğu kaldı meydanda. ‘benim babam nerde’ diye sorduğunda yüzümü alıp kaçıyorum. ‘Herkesin babası işten geliyor benim babam niye gelmiyor’ diye soruyor. O hakimin hiç mi vicdanı yoktu. Kafasını koyup nasıl yattı” diye konuştu.