Onlarda haber Cumhuriyet ’te kabahat!

Onlarda haber Cumhuriyet ’te kabahat!

Savcılık dosya genelindeki gerçeği perdeleme geleneğini haberlerimizi suçlama konusu yaparken de sürdürdü. PKK ile çözüm sürecindeyken yapılan röportajları delil olarak dosyaya koydu, ama kısa bir kayıtlar taraması, çözüm sürecinde başka basın yayınlama organlarından fazla sayıda gazetecinin PKK yöneticileriyle mülâkat yaptığını ortaya koyuyor.

Kandil röportajları

Cumhuriyet soruşturmasında Ahmet Şık ’ın 16 Mart 2015 ’te “Ya Apo Kandil ’e ya Biz İmralı ’ya”, Ayşe Yıldırım ’ın 2 Haziran 2015 ’te “Demirtaş Ölümü Bile Göze Aldı” başlığıyla yayımlanan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık ile yaptığı röportajlar suçlama konusu yapıldı. Röportajların yayımlandığı tarihte çözüm süreci devam ediyordu. Çözüm sürecinde Kandil ’de ve hatta yurtiçinde dağlık alanlarda PKK ’lilerle yapılan yüzlerce mülâkat yayımlandı. Hatta PKK ’nin silahlarını yurtdışına çıkaracağını açıkladığı basın toplantısına Anadolu Ajansı muhabiri zeka katılmıştı. Basın toplantısının ardından da Murat Karayılan Milliyet ’ten Aslı Aydıntaşbaş, Vatan ’dan Ruşen Çakır, Radikal ’den Ezgi Başaran ve CNN Türk ’ten Sevimli Payzın ’ın aralarında olduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtlamış ve bu söyleşinin haberleri gazetecilik başarısı olarak kutlanmıştı.

Gaz Lambası röportajları yandaş gazetelerde de yayınlandı. Türkiye gazetesinde 23 Kasım 2009 ’da Murat Karayılan, 16 Haziran 2010 ’da ise Mustafa Karasu ile yapılan röportajlar yayımlanmıştı. Sabahleyin gazetesinin 2 Ekim 2010 tarihli sayısında ise Karayılan ’ın Kandil ’de yaptığı açıklama gazetenin muhabiri tarafından izlenip haberleştirildi. Kandil röportajlarına Vatan gazetesi (1 Şubat 2013 ’de başlayan yazı dizisi) ve Uyruk de (26 Haziran 2011) rahatlıkla yer veriyordu. Türk basınının Mehmet Ali Birand, Avni Özgürel gibi kayda değer isimlerinin Öcalan röportajları arşivde duruyor.

Gazeteci herkesle görüşür, hem Cumhurbaşkanı ayrıca de bir kabahat örgütünün lideri ile mülâkat yapar. Bu çok esas gazetecilik kuralı Cumhuriyet söz konusu olunca rafa kaldırıldı. Terörle Uğraş Kanunu da bir açıklamanın terör örgütü propagandası suçu oluşturabilmesi için “şiddeti özendirme” unsurunun olması gerektiğini hükme bağlıyor. Tüzük Mahkemesi de Abdullah Öcalan ’ın açıklamalarına yer veren Ülkede Hür Gündem gazetesine el konulması ve dava açılmasını, basın ve ifade özgürlüğünün ihlali saymıştı. AYM kararında “illegal bir örgütün mensubunun veya yöneticisinin şiddeti övmedikçe bakış ve düşüncelerini açıklamasının tek başına cezalandırma nedeni olamayacağı” belirtilmişti. Savcılık ise her iki röportajda da kabahat unsuru bulamadığı için Cumhuriyet ’e özel ‘örgütü şirin görüntü ’ gibi kanunda yeri olmayan bir suç icat etti.

FETÖ var, FETÖ değil

Ahmet Şık ’ın 8 Temmuz 2015 tarihli “Bizimki gazetecilik sizinki ihanet”, 9 Temmuz 2015 tarihli “MIT TIR ’ları savcısı; MIT Reyhanlı ’ya göz yumdu, onlara data vermesek engellerdik” ve 13 Şubat 2015 tarihli “TIR ’daki giz aydınlandı” başlıklı haberleri de suçlama konusu oldu. Ahmet Şık, büyük operasyondan 2 ay sonradan FETÖ ve PKK propagandası iddiasıyla tutuklandı. Ama iddianame FETÖ suçlaması çıkarılarak, PKK ve DHKP-C ’ye takviye suçundan düzenlendi. Zira Gülenci örgütlenmeyi ilk yazanlardan ve böylece bir yıl cezaevinde yatan bir gazetecinin, bu defa FETÖ ’yle suçlanmasına yandaş yazarlar bile tepki göstermişti. Savcılık bu eleştirilerden firar etmek için iddianamede Şık ’a FETÖ suçlaması yöneltmedi lakin bu yalnızca göz boyamak için yapılan bir değiştirme oldu. Zira iddianamede Şık için FETÖ suçlaması yahut da savcıların FETÖ ile ilişkilendirdiği haberler aynen yer alıyor.

TAKİPSİZLİK VERİLMİŞTİ

Şık ’la ilgili DHKP-C ’ye takviye suçlaması ise gerçek bir skandal. Zira Şık ’ın suçlanmasına neden olan haberi, bundan iki sene önce Basın Savcılığınca soruşturulmuş ve takipsizlik kararı verilmişti. Laf konusu haber, savcı Mehmet Selim Kiraz şehit edilmeden önce, onu rehin bölge DHKP-C ’lilerle yapılan görüşmeye ilişkindi. Şık ’la ilgili hiçbir şey bulamayan savcılık iki sene önce, hakkında takipsizlik verilen bu habere sığındı. Fakat Şık, röportaj sırasında eylemin meşruluğunu sorgulayan ve hatalı olduğunu açıklayan sorular yöneltmişti:

“Eyleminizi bitirecek misiniz? Müzakereler ne aşamada?”, “İçeri nasıl girdiniz?”, “Silahlı eylem yerine getirmek adaleti sağlar mı?”, “Istek karşılanmazsa savcı beyi cezalandıracağınızı söylüyorsunuz. Bu meşru mu?”, “Savcı beyle herhangi bir tartışmanız oldu mu? Kendisinin Berkin Elvan ’ın faillerinin bulunması için mücadele harcadığına ilişkin haberler var medyada?”, “Berkin Elvan ’ın öldürülmesi kamuoyunun geniş kesimi göre zaten tepki toplamıştı. Cenazesine katılan yüz binlerce kişi de bu haksızlığa isyan etmişti. Eyleminiz bu yasal zemini ortadan kaldırmıyor mu?” Şık ’ın haberi içeriğine, hakkında takipsizlik kararı verilmesine ve 4 aylık dava açma süresinin 2 sene kadar geçmesine rağmen iddianameye dahil edildi.

Gülen ’in fotoğrafı

Ateş Coşkun ’un Cumhuriyet aleyhine başka bir şey bulamadığı için her fırsatta dile getirdiği bir itham savcılık kadar da ciddiye alındı. Coşkun, Cumhuriyet logosunun üzerinde katiyen haber konmadığını, dinci tarikatçıların haberlerinin de asla birincil sayfadan verilmemesinin kaide olduğunu ileri sürerek “23 Mayıs ’ta gazetenin birincil sayfasında ve Cumhuriyet logosunun yanında FETÖ lideri Fetullah Güler Yüzlü ’in fotoğrafı ile birlikte ‘Fakirhaneme bunlar malikane diyor ’ sözleri servis edilmiştir. Keza 24 Mayıs baskısında ise benzer şekilde servis edilmiştir” biçiminde “tanıklık” yaptı.

Cumhuriyet ’in 23 Mayıs 2015 tarihli haberinde Tebessüm Eden ’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın damadı Patent Albayrak ’ın kendisini Pensilvanya ’da ziyaret ettiğine ilişkin iddiası haberleştiriliyordu. Haberin odağı Albayrak ’ın Güler Yüzlü ’le ilişkisiydi. Bu haberin hemencecik yan manşette ise tarikatlar ve iktidar arasındaki maddesel çıkar ilişkilerini konu bölge “Cemaatlerde hükümet korkusu” başlıklı manşet yer alıyordu. Coşkun ’un itham konusu yaptığı 24 Mayıs 2015 tarihli yayında ise yazarımız Tayfun Atay, cemaat ve iktidar arasındaki kavgayı ele alıyor ve her ikisinin liberalizm ile kurduğu çıkar eksenli ilişkiyi eleştiriyordu. Alev Coşkun yanılıyor ve yanıltmaya çalışıyor. Tarikat haberleri sadece Cumhuriyet logosunun üstünde yok Cumhuriyet ’in hiçbir yerinde yayımlanmaz. İktidar- tarikat ilişkilerini eleştiren haber ve yazılar ise 23-24 Mayıs ’ta olduğu gibi Cumhuriyet ’in her uygun yayımlanır.

Yazı dizisinin birinci bölümü: Kumpas böyle başladı…

Yazı dizisinin ikinci bölümü: Erbabından FETÖ soruşturması

Yazı dizisinin üçüncü bölümü: Tatil şirketini arama suçu

Yazı dizisinin dördüncü bölümü: Soruşturmanın en büyük ‘suçlaması’: ByLock kullanan neden seni aradı?

Yazı dizisinin beşinci bölümü: MASAK ’tan baskı rapor: Mademki parke döşettin o halde FETÖ ’cüsün

Yazı dizisinin altıncı bölümü: Kayyım reklam verdi, kabahat oldu

Yazı dizisinin yedinci bölümü: Saray destekli vakıf davası

Yazı dizisinin sekizinci böümü: Haber yaptık ‘mesaj ’ aradılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

maltepe escort,ataşehir escort,idealtepe escort,anadolu yakası escort,kadıköy escort,bostancı escort,pendik escort,ataşehir escort,göztepe escort,pendik escort,kartal escort,bostancı escort,erenköy escort,maltepe escort,pendik escort,bostancı escort,ümraniye escort,şerifali escort,kartal escort,maltepe escort,tuzla escort,pendik escort,anadolu yakası escort,acıbadem escort,ümraniye escort,escort bayan,maltepe escort,ümraniye escort,ataşehir escort,kadıköy eskort,pendik eskort,ataşehir escort,ümraniye escort,kadıköy escort,escort bayan,maltepe escort,sex hikaye,yeni seks hikaye,gerçek sex hikaye,sex hikaye,seks hikayeleri,sex hikayesi,gerçek sex hikayeleri