15 Temmuz darbe girişiminin arkasında bildiri edilen mucizevi hâl (OHAL) kapsamında çıkarılan 668 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonu ’nun üç yöneticisi Mustafa Kara , Gökhan Çetin ve Gökhan Bayram bugün (30 Mayıs 2017) hâkim karşısına çıkıyor. Saat 11.00 ’de İstanbul 13. Ağır Canice Mahkemesi ’nde görülecek davada üç isme ‘terör örgütü propagandası ’ suçlaması yapılıyor.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fahrettin Kemal Yerli göre hazırlanan iddianamede, 11 Eylül 2015 tarihli esas haber bülteninde Irak ’ta kaçırılan 18 Türkiyeli işçinin internette yayınlanan görüntüleri, 10 Ekim 2015 ’te Ankarada yaşanan ve 101 kişinin hayatını kaybettiği IŞİD katliamı sonrası yapılan yayınlama, Ankara Güven Park ’ta 13 Mart 2016 ’da yaşanan ve 35 kişinin yaşamını yitirdiği TAK saldırısı sonrası yapılan 3G özel yayını, 19 Mart ’ta 2016 ’da Taksim ’de 4 kişinin yaşamını yitirdiği, 36 kişinin yaralandığı IŞİD saldırısı sonrası yapılan yayın ve Cizre ’deki cadde çatışmalarında yaşananların yerinden yansıtıldığı yayının ‘kabahat unsuru ’ olduğu öne sürülüyor.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra çıkarılan 668 sayılı KHK ile arasında İMC TV, Hayatın Sesi, TV10, Van TV, Zarok TV ve Jiyan TV’nin de arasında bulunduğu 12 televizyon ve 11 radyo kanalının yayınlama lisansı iptal edilmişti.
4 Ekim 2016 ’da Hayatın Sesi Televizyonu stüdyolarına dışarı giden polisler reji odasını mühürleyerek yayını durdurmuştu. Kapatılan Hayatın Sesi Televizyonu ’nun üç yöneticisi hakkında şubat ayında ‘terör örgütü propagandası ’ suçlamasıyla üstelik dava açılmıştı.
Ankara katliamı yayını suç isnadı
Yaşanan bombalı saldırı haberlerine ilişkin canlı yayınların, görüntülerin ve son dakika bilgilerinin kabahat sayıldığı iddianamede Hayatın Sesi TV ’ye yöneltilen suçlamalardan biri 10 Ekim ’de Ankara ’da yaşanan ve 101 kişinin hayatını kaybettiği IŞİD katliamı sonrası yapılan yayınlama. Hazırlanan iddianamede Ankara katliamına ilişkin yayınlama yasağı kararı olduğu hatırlatılarak, kanalın yasağa rağmen gün boyu yayınlama yaptığı vurgusuna yer verildi.
İddianamede gerekçeler ise şöyle sıralandı:
“Yaralı bir kişinin kumaş duvar ilanı yardımıyla taşınması, halk müziği halay çekerken arkalarında gerçekleşen patlama hatıra, patlama sonrası panik halinde kaçışan insanların görüntülerinin verilmesi.”
İddianameye göre Hayatın Sesi Televizyonu “Yaşanan panik ve curcuna ortamını bütün çıplaklığıyla ekrana taşıyarak” terör örgütünün amacına hizmet etmekle suçlanıyor.
Televizyona yöneltilen bir diğer suçlama ise Ankara Güven Park ’ta 13 Mart 2016 ’da TAK’ın düzenlediği terör saldırısı sonrası yapılan 3G özel yayını. 35 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin yapılan yayında da “örgüt propagandası” yapıldığı iddia edildi. İddianamede yayında hayatını kaybedenlerin yakınlarının tepkilerinin verilmesi ve saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının açıklanmasının suç olduğu öne sürülüyor.
İddianamede Hayatın Sesi “terörün tuzağına düşmek suretiyle terör örgütü propagandası” yapmakla suçlanıyor. 13 Mart ’ta gerçekleşen özel yayında, hayatını kaybedenlerden birinin yakını saldırıya tepki göstermiş ve “İktidar hırsınız da, başkanlığınız da yerin dibine batsın” demişti.
Kanala yöneltilen suçlamalardan biri de 19 Mart ’ta 2016 ’da Taksim ’de meydana gelen ve 4 kişinin hayatını kaybettiği, 36 kişinin yaralandığı IŞİD saldırısı sonrası yapılan yayınlama. İddianamede IŞİD saldırısı sonrası “Alınan görüntülerin hiçbir editoryal denetime tabi tutulamadan ekrana yansıtıldığı, bu görüntülerde yaralıların sıhhat görevlileri göre hastaneye götürülüşünün canlı olarak ekrana getirildiği, bu görüntülerde yaralıların görüntüleri ile beraber inleme seslerinin de izletildiği, olay yerindeki kameraların patlama anına dair çekmiş olduğu görüntülerin ekranlara getirildiği, yayınlama yasağı konulmasına karşılık patlama olan yerden canlı görüntülerin ekrana getirildiği” öne sürülerek kanal IŞİD propagandası yapmakla suçlanıyor.
İddianameye takviye olan bir diğer haber ise Cizre ’de sokağa çıkma yasağı sonrası bölgeden yapılan röportajlardan oluşan bir özel haber. Habere dair ayrıntılı bilgilerin yazıldığı iddianamede Hayatın Sesi Televizyonu’nun, Cizre ’de yaşananları anlattığı program için de “terör örgütü propagandası” suçlaması yer alıyor.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fahrettin Kemal’in hazırladığı iddianameye tarafından Hayatın Sesi TV bütün bu yayınlarla “zincirleme olarak terör örgütü propagandası yerine getirmek”la suçlanıyor.
Hayatın Sesi Televizyonu ’nun üç yöneticisi Mustafa Kara, Gökhan Çetin ve Gökhan Bayram bugün (30 Mayıs 2017) hâkim karşısına çıkacak. İstanbul 13. Ağır Canice Mahkemesi ’nde görülecek dava saat 11.00 ’de başlayacak.
öte yandan, kapatılan Hayatın Sesi Televizyonu’nun eski çalışanları davaya katılım çağrısı yaparak şunları söyledi:
Hayatın Sesi davasına misafir etme
28 Eylül 2016 tarihinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile keyfi bir biçimde kapatılan televizyonumuz, bu hukuksuz kararın altyapısını oluşturmak amacıyla göstermelik bir dava ile karşısında karşıya.
Hayatın Sesi Televizyonu, evet bizler, yayın hayatı her tarafında IŞİD ’e yardım verenler tarafından hedefe konulan, cezalar alan, tehdit edilen, IŞİD gibi kanlı terör örgütlerine ve onların siyasi/lojistik destekçilerine karşısında çaba eden bizler, IŞİD gibi bir terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanıyoruz. Şüphesiz, başka “itham”lar da var. Lakin davayı açanları bile inandırmaktan uzakta, trajikomik!
Televizyonumuz hakkında açılan davanın ilk duruşması 30 Mayıs 2017 Salı günü saat 11.00 ’de İstanbul 13. Ağır Cinayet Mahkemesi ’nde görülecek. Televizyonumuzun tüm dostlarını, onun hakiki sahibi ve konuğu olan izleyicilerini, bu duruşmada yanımızda olmaya, televizyonlarına sahip çıkmaya eğlence ediyoruz.
Hayatın Sesi Televizyonu çalışanları
